![]() |
Vecizeleri |
“Hesaplı hareket ettiğini zanneden ve onunla iftihar eyliyen dar kafalar; kurtulmağa, yükselmeğe elverişli hiç bir eser vücüda getirmezler. Kurtuluş ve yükselişi, ancak varlığına dayanan ve mülkü milletin gizli kapalı hazinelerini verimli hale getirmesini bilen, şahsi menfaatini millet menfaati uğruna feda eden, ruhu idealist, dimağı realist şahsiyetlerde aramalıdır.” Nuri Demirağ, 1947
“Türk; insan kudretinin yaratabileceği her faydalı şeyi memleket için düşünmeye, düşündüğünü yapmağa ve başarmağa kadirdir. Yapamamak “yapamadım, yapamam demek; benliğinden, varlığından geçtim... aczi, zaafı kabul ettim” demektir.” Nuri Demirağ, 1938
"Avrupa'dan, Amerika'dan lisanslar alıp tayyare yapmak kopyacılıktan ibarettir. Demode tipler için lisans verilmektedir. Yeni icat edilenler ise bir sır gibi, büyük bir kıskançlıkla saklanmaktadır. Binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir. Şu halde Avrupa ve Amerika'nın son sistem teyyarelerine mukabil, yepyeni bir Türk tipi vücuda getirilmelidir. " Nuri Demirağ, 1936
“Türk, tayyaresini kendi eliyle yapmalıdır. Mademki bir millet tayyaresiz yaşıyamaz. O halde, bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeldir. Size, kat’iyetle söylüyorum. On seneye varmadan biz, bütün tayyarelerimizi motörleriyle beraber, en küçük vidasına kadar, baştan başa kendimiz yapacağız.” Nuri Demirağ, 1936
“Bizim çocuklardan, gelişi güzel birini çağırıp: “Dünyanın en iyi tayyaresini yapar mısın?” diye sorunuz. Size, mümkün değil “yapamam” cevabını vermez. Çünkü “yapamam demek, benliğimden, varlığımdan vazgeçtim. Aczimi zaafımı kabul ettim” demektir. Halbuki Türk aciz değildir ki aczi kabul etsin.” Nuri Demirağ, 1942
“Refah yerine ıztırap verici kanuni cebirler, menfi teşekküller, yiyicileri,'bütçeharları' neş’e şetaret ve servete, yediricileri, iddiharcıları, yes’ü küduret ve fakrü sefalete sürükler” Nuri Demirağ, 1944
“Vaktiyle ecdadımız yirmi bin, otuz bin atlı ile macar ovalarını alt üst ederler... büyük zaferlerini bu akıncılarla ihraz eylerlermiş... Bugünün akıncıları da, tayyarelerdir. Acaba yirmi otuz bin Türk atlısıyla, tarihin en şanlı zaferlerini kazanmış olan Türk ordusunu kanatlandırmak mümkün değil mi? Mümkün, hem de çok mümkün” Nuri Demirağ, 1938
“Göklerine hakim olamayan milletler, yerlerde sürünmeye, yerin dibinde çürümeye mahkumdur.” Nuri Demirağ, 1932
“Milletler birleşince refaha, ayrılınca da fakru zarurete düçar olurlar” Nuri Demirağ, 1954
"Hayatımda fuzuli masraflardan daima kaçındım. Çünkü, kazandığım parayı, Türk milletinin bir vediası olarak muhafazaya mecbur olduğumu unutmadım... Türk milletinin müşterek servetini israf ve sefahatin batağına gömmeğe benim ne hakkım var? Yanımda çalışanlar da, bu dusturu ezber edecek kadar bellemişlerdir.” Nuri Demirağ, 1947
“Her şahsi servet, milletin fert elindeki bir emanettir. Her emanet gibi bunu da suistimal bir cürümdür.” Nuri Demirağ, 1942
“Büyük eserler; lüks hayattan, büyük masraflardan ictinab sayesinde yapılan tasarruflardan meydana gelir. Şahsi servetler, Türk milletinin heyeti mecmuasınındır. Vatanın nef’ine her zaman hasır ve tahsise amade fertler elinde emanettir. Bunu kimsenin bol bol ve sefahate sarfetmeye, israfa, suiistimale hakkı yoktur.” Nuri Demirağ, 1947
“Büyük teşebbüslerde muvaffakiyet, ancak şahsi kusurlardan münezzeh olmakla mümkündür.” Nuri Demirağ, 1942 |
Nuri Demirağ © internet Reklam Ajansı Web Point |